Nasıl bir insansınız; yaratıcı mı duygusal mı? Belki de sanatçı ya da müzisyensindir? Sanatçı ya da müzisyenseniz büyük olasılıkla beyninizin sağ yarım küresi baskın, değil mi? Belki de gerçekçi, analitik ve mantıklı düşünen birisinizdir? Belki bir matematikçi belki de bir mühendissiniz? Bu durumda büyük olasılıkla beyninizin sol yarım küresi baskın. Yaratıcılık ve duygular beynin sağ yarı küresindeyken, akılcılık ve mantığın sol yarı kürede bulunduğunu kim bilmiyor ki! Herkes bu popüler, insanların kişiliklerini ve düşünme biçimlerini belirleyen beynin sağ ve sol yarım küresinin baskınlığı kavramıyla karşılaşmıştır.
Ancak bu, yaygın olarak görülen bir kavram yanılgısıdır. Bu yazıyla biz bir yarım kürenin baskınlığının sonucu oluştuğu değerlendirilen düşüncenin nasıl açığa çıktığını ve bu düşüncenin bir işlem olarak sadece sol ya da sağ yarı küreye atfetmenin neden bir kavram yanılgısı olduğunu tartışacağız.
Beynin iki bölümü, iki düşünme biçimi? İki farklı kişilik?
Bir yarım kürenin “baskınlığı” kavramı, beynin iki yarım küresinin farklı bilgi işleme özelliklerine sahip olmasıyla açıklanmaktadır (Tablo1). Buradaki düşüncelerin temelini, beynin sağ ya da sol yarım küresinin baskın kullanımının bir insanın düşünme şeklini ve kişiliğini belirlediği oluşturmaktadır.
Bu nedenle, sol beynin ayrıntılı bilgilere eğilimi olduğu, analiz etme ve yapılandırma süreçlerinde çok yetkin olduğu, dil, okuma ve yazma, cebir, matematik problemleri, mantıksal işlemler ve bilginin seri bir şekilde sıralanmasını içeren görevler için en uygun yarım küre olduğu öne sürülmüştür. Sol beynin bu düşünme ve problem çözme özelliklerine dayanarak, bu küreyi baskın olarak kullanan insanların; gerçekçi, entelektüel, ayrıntıya odaklanan, mantıksal ve analitik düşünen kişiler olduğunu iddia edilmektedir. Sonuçta bu özelliklere sahip insanların matematik, mühendislik ve fen bilimleri gibi alanlarda başarılı olacağı değerlendirilir.